Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, cezaevinden çıktıktan sonra yaptığı özel röportajda, gözaltına alındığı gün yaşadığı şaşırtıcı süreci ve ortaya çıkan gizli bilgileri detaylıca açıkladı. Özdağ, İstanbul’a götürülmeden önce Bolu Dağı’nda aldığı bilgilerin, tutuklanmasının ardındaki gizli gerçekleri ortaya koyduğunu söyledi. İşte Özdağ’ın itirafları…
GÖZALTI ANINDA GELEN ŞOK EDİCİ BİLGİ
Ümit Özdağ, İstanbul’a götürülmeden önce gözaltı anını anlatarak, durumu ciddiye almadığını ancak Bolu Dağı’ndan gelen gizli bir bilginin her şeyi değiştirdiğini söyledi. Bu bilgilere göre, Zafer Partisi üyelerinin de adı geçen belgeler ortaya çıkmıştı. Kayseri’den gelen verilerle savcılığın tutuklama kararı verdiğini belirten Özdağ, bu bilgilerin hukuksuz temellere dayandığını ve kendisiyle doğrudan ilgisi olmayan eski partili isimlerin belgelerde yer aldığını ifade etti.
HUKUKSUZ VE HAKSIZ TUTUKLAMA
Özdağ, tutuklanmasının ardından yaşadığı süreci “haksız ve hukuksuz” olarak tanımlayarak öfkesini dile getirdi. Yargının bağımsız olmadığını kabul etse de, hâlâ bağımsız yargıçların olduğunu belirterek, mevcut adalet sisteminin yetersizliğini vurguladı. Özdağ, adaletin sadece iktidara yakın kişilere değil, tüm halk için eşit şekilde uygulanması gerektiğini ifade etti.
SORUŞTURMA VE YANLIŞ BELGELER
Zafer Partisi lideri, İstanbul Başsavcılığı tarafından hazırlanan belgelerde, eski üyelerin isminin yer aldığını ve bunların çoğunun takipsizlik aldığını belirtti. Özdağ, bu belgelerin aslında suç unsuru taşımadığını ve asıl sebebin farklı olduğunu dile getirdi. Savcılığın tutuklama kararının da hukuki temelleri olmadığını açıkladı.
TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ VE HUKUK REFORMU
Ümit Özdağ, Türkiye’nin geleceği için hukuki reformların şart olduğunu ve adaletin her birey için eşit şekilde uygulanması gerektiğini belirtti. Özdağ, Türkiye’nin demokratikleşmesi için muhalefetle birlikte hareket edilmesi gerektiğini vurguladı. Adalet ve eşitlik mücadelesinin devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.
ORTA DOĞU’DAKİ ÇATISMA VE TÜRKİYE’NİN DURUMU
Özdağ, İran ile İsrail arasındaki savaşın Türkiye’yi nasıl etkileyebileceğini tartıştı. Orta Doğu’daki çatışmaların, Türkiye’nin ulusal güvenliği ve uluslararası ilişkileri üzerindeki olası etkilerine dair endişelerini dile getirdi. Ayrıca, İran’daki rejim değişikliği sürecinin Türkiye’ye nasıl yansıyabileceği konusunda uyarılarda bulundu.